Dünyanın dört bir yanında endişeyle izlenen gelişmede, Sovyetler Birliği döneminde fırlatılan 53 yıllık bir uzay aracının, kontrolsüz şekilde Dünya’ya düşeceği açıklandı. Bilim insanları, söz konusu uzay aracının düşebileceği riskli bölgeler arasında Türkiye’yi de gösterdi.
1972 yılında Sovyetler Birliği tarafından fırlatılan ve Venüs’e gönderilmek istenen “Kosmos 482” adlı araç, görevini tamamlayamadan yörüngede sıkışıp kaldı. O dönem başarısız uzay görevlerini gizlemek amacıyla “Kosmos” kod adıyla tanımlanan araçlardan biri olan Kosmos 482, Venera 8 programının başarısız bir parçası olarak kayda geçmişti.
KONTROLSÜZ DÜŞÜŞ: YERLEŞİM ALANLARI TEHLİKEDE
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre, önümüzdeki haftalarda atmosfere girmesi ve yeryüzüne düşmesi beklenen bu eski Sovyet uzay aracı, kontrolsüz düşüşü nedeniyle ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlara göre, düşüş güzergahı net olmamakla birlikte Türkiye, Azerbaycan ve Mısır gibi ülkeler risk altındaki bölgeler arasında.
Bilim insanları, söz konusu aracın parçalanarak atmosferde yanmasının pek mümkün olmadığını vurguluyor. Bunun nedeni, aracın tasarımının Venüs gibi çok daha yoğun bir atmosferde yüksek sıcaklıklara dayanacak şekilde yapılmış olması. Bu da, Dünya atmosferinde yanmadan yüzeye inme ihtimalini artırıyor.
KOZMOS 482 NEDEN BU KADAR TEHLİKELİ?
Kozmos 482 adlı modül, Sovyetler’in Venera 8 programı kapsamında fırlattığı iki uzay aracından biriydi. Ancak fırlatma sürecindeki teknik sorunlar nedeniyle hedeflenen yörüngeye ulaşamayan araç, başarısızlıkla sonuçlandı ve yıllar boyunca yörüngede kaldı.
Bugün gelinen noktada ise bu eski uzay aracı, hem yaşlı teknolojisi hem de kontrolsüz yapısı nedeniyle potansiyel bir felaket riski taşıyor. Özellikle kalabalık yerleşim bölgelerine düşmesi durumunda büyük bir fiziksel hasara ve can kaybına yol açabileceği ifade ediliyor.
TÜRKİYE’DE GÖZLER UZAYDAN GELECEK TEHLİKEDE
Türk bilim insanları ve yetkili kurumlar, bu olası düşüşe karşı tetikte. Henüz kesin bir rota belirlenmiş olmasa da Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Rus yetkililer aracılığıyla paylaşılan veriler, düşüş olasılığının Türkiye’yi de kapsayan geniş bir kuşak içinde gerçekleşebileceğini gösteriyor.
Gelişmeler anbean takip edilirken, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve olası bir düşüşe karşı acil eylem planlarının devreye sokulması yönünde çağrılar yapılmaya başlandı.