Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Beştepe’de düzenlenen basın toplantısında, İstanbul ziyaretinde döner kestiği için ülkesinde eleştirilmesiyle ilgili soruya yanıt verdi. Almanya Cumhurbaşkanı, “Döner çeşitliliğin bir parçası. Yeni Almanya’yı şekillendiren bir çeşitlilik bu.” derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Herhalde İstanbul’da döner bitti.” espirisi salonda gülüşmelere neden oldu. Steinmeier de Erdoğan’ın esprisinin ardından kahkaha attı.
ERDOĞAN VE STEINMEIER’DEN ORTAK BASIN TOPLANTISI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier arasında Beştepe’de gerçekleşen kritik zirve sona erdi. Görüşmenin ardından iki lider kameralar karşısına geçerek basın toplantısı düzenledi.
“DÖNER ALMANYA’DAKİ ÇEŞİTLİLİĞİN BİR PARÇASI”
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, İstanbul’da döner kestiği için ülkesinde kendisine yöneltilen, “Federal Başkan’ın aklına gelen tek şey döner.” şeklindeki eleştirilerle ilgili soruya yanıt verdi. Steinmeier, “Döner çeşitliliğin bir parçası. Yeni Almanya’yı şekillendiren bir çeşitlilik bu. Bunun anlaşılmasını arzu ediyorum. Bu yüzeyselliği geride bıraktığımızı düşünüyorum.” dedi.
“HERHALDE İSTANBUL’DA DÖNER BİTTİ”
O sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herhalde İstanbul’da döner bitti.” deyince salondakiler güldü. Erdoğan’ın esprisinin ardından Steinmeier de kahkaha attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de ikili ilişkilerimize ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde ilerletmek arzusundayız. Türkiye ve Almanya’nın savunma alanında ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz.
“ALMANYA’DAKİ İNSALARIMIZIN SAYISI 3,5 MİLYONA ULAŞTI”
Turizm alanındaki işbirliğimiz her geçen gün gelişmektedir. 2023’te 6 milyon aşkın Alman turisti ülkemizde ağırladık. Almanya’yla ikili ilişkilerimizin en müstesna ortak paydası güçlü beşeri bağlarımızdır. 63 yıl önce Sirkeci Garı’ndan uğurladığımız insanlarımızın sayısı 3,5 milyona ulaştı. Türk toplumu gurbetçilikten çıkarak Almanya’nın sosyal, ekonomik, kültürel ve akademik hayatında kritik rolleri üstlenmeye başladı.
Vatandaşlarımızın kültürden sanata, siyasetten bilim ve ticarete kadar her alanda önemli başarılarına şahit oluyoruz. Alışılagelmiş kalıpları yıkan, önyargıları kıran Türkiye-Almanya arasında beşeri köprü vazifesi gören tüm vatandaşlarımızla gurur duyuyoruz.
“YENİ ALMAN VATANDAŞLIĞI YASASI KIYMETLİ BİR ADIM”
Türk toplumunun eşit katılımlı entegrasyonuna önem veriyor teşvik ediyoruz. Yeni Alman vatandaşlığı yasasını kıymetli bir adım olarak görüyoruz. Avrupa’yla birlikte Almanya’da yükselen İslam düşmanı, yabancı karşıtlığına karşı endişelerimiz artıyor. 25 Mart tarihinde yaşayan menfur hadisenin tamamen aydınlatılması, sorumluların cezalandırılması konusunda düşüncelerimi paylaştım. PKK, YPG, FETÖ gibi terör örgütlerle mücadelede daha çok işbirliğine ihtiyacımız bulunuyor.
“NETANYAHU TÜM BÖLGENİN GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE ATIYOR”
Alman makamlarından daha fazla destek ve dayanışma beklediğimizi ifade ettim. Türkiye-AB ilişkileri gündemimizde yer aldı. Gümrük Birliği, vize serbestisini ele aldık. Sayın Cumhurbaşkanıyla bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Gazze’de yaşanan benzeri görülmemiş zulmün son bulması çağrısını yineledim. Netanyahu tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor. İsrail yönetiminin insanlık suçlarını, katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor.
İsrail’in saldırıları devam ettikçe bölgesel ve küresel tehditlerinin arttığının herkes bilincindedir. Masumların ölüm, açlık ve sefalete mahkum edilmesinin ıstırabının unutulmayacağını biliyoruz. Türkiye olarak kararlı, vicdanlı ve cesur bir duruş sergiledik. Ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz.
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın finalleri Almanya’da düzenlenecek. Milli takımımız da bu turnuvada mücadele edecek. Turnuvada yer alacak tüm ekiplere ve takımlara şimdiden başarılar diliyorum.”
Steinmeier’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Burada misafiriniz olmaktan çok mutluyum. Hemşehrilerinizin konukseverliğini birebir yaşadım. İstanbul, Gaziantep, Ankara’ya davetiniz için teşekkür ederim. Görüşmelerim son derece yararlı oldu. 2 yıl önce Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı savaşından çok kısa süre önce görüştük. İkinci görüşmemiz Berlin’de, kasım ayında, Hamas’ın saldırısından 1 ay sonraydı.
“TÜRKİYE’YE GELMEK ÇOK ÖNEMLİYDİ”
Bu iki olay tehlikeli bir zamanda yaşadığımızı gösteriyor. Bu gerçekler bizim siyasi hayatımızı ne kadar da etkilese ilişkilerimiz zengin ve uzun geçmişe dayanıyor. Benim için diplomatik ilişkilerimizin başlamasının 100. yılında Türkiye’ye gelmek çok önemliydi.
“ALMANYA’NIN DÜNYADAKİ HİÇBİR ÜLKEYLE BU KADAR YOĞUN İLİŞKİLERİ YOKTUR”
Özellikle insani ilişkiler bizim bağlarımızı özel kılıyor. Dünyadaki hiçbir ülkeyle Almanya’nın bu kadar yoğun, dostane, ailevi ilişkileri yoktur. Yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli insan, 4 kuşak önce işgücü anlaşmasının 1961’de imzalanmasından sonra Almanya’da yaşıyor. Onların öyküleri bizim ülkemizi şekillendiriyor. Siyasi hayattan, ekonomi ve kültür hayatında bu kuşakların temsilcileri bana ziyaretimde temsil ediyor.
100 yılı aşkın bir süre önce zanaatkârlar Almanya’daki yoksulluktan kaçarak Türkiye’ye gelmişlerdi. 20’li yıllarda Alman bilim adamları, mimarlar gelmişlerdi. Nazi Almanyasında baskıya uğrayan çoğu Yahudi olan aileler buraya geldiler. Bugün Ankara Üniversitesi’nde bu konuda yeni bilgiler edindim. Tarihi bağlılığımız son derece güncel. 1 yıl önce güneydoğusunda yaşanan depremi yaşadık. İnsani yardım kuruluşları, doktorlar çok kısa sürede geldiler. Tabii ki Almanya’dan çok yoğun maddi destek de sağlandı.
“DEPREM BÖLGESİNDEKİ YENİDEN İNŞA ÇALIŞMALARI TAKDİRE ŞAYAN”
Dün deprem bölgesini ziyaret ettim. Orada yeniden inşa çalışmalarının ne kadar takdire şayan olduğunu ifade ettim. Burada aynı zamanda Suriyeli göç menler de depremin mağdurları oldular. Onlarla da konuştum. Almanya olarak depremzedeleri unutmayacağız, desteklemeye devam edeceğiz.
Hep birlikte iki ülke arasındaki ticaretin 55 milyar avro hacmiyle yeni rekor seviyeye ulaştığını söyledik. Türkiye’deki finans politikalarındaki reformlar Avrupa’da takdirle karşılanıyor. Bana refakat eden Maliye Bakanı da bilgi verdi. Ülkelerimiz zor dönemlerden geçiyoruz. Ekonomik ilişkilerimizi daha geliştirmek zorundayız. Türkiye-AB arasındaki ilişkiler konusunda basın özgürlüğü, hukuk devleti ilkeleri son derece önemli. Almanya, AB zirvesi sırasında bu konuda somut ilerlemelerinin kaydedilmesi konusunda çaba harcamamız gerektiğini söyledik.
“BİZ İKİ ÜLKE OLARAK BİRBİRİMİZ İÇİN VAZGEÇİLMEZİZ”
Türkiye’nin gayretli bir sivil toplumu var. Ülkelerin iyiliğini isteyen, çabalayan insanlar var. Türkiye’ye dinamik, demokratik Avrupa’ya yönelen gelişim diliyorum. Biraz önce söylediğim gibi dünyadaki gelişmeler hepimizi endişelendiriyor. Sayın Cumhurbaşkanıyla bunu da ele aldık. Özgüvenli yeni ülkeler ortaya çıkıyor. Türkiye ile Almanya aslında tek ortaklar değil. Biz özellikle iki ülke olarak birbirimiz için vazgeçilmeziz. Birbirimize ihtiyacımız var NATO’da, G20’de.
Ortak çıkarlarımızı ön plana çıkarmalı, ortak çözümler bulmalıyız. Kıbrıs konusunu ele aldık sayın Cumhurbaşkanıyla. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı savaşı da önemli konuydu. ABD’de uzun süredir beklenen siyasi kararların verilmiş olmasından memnuniyet duyduğumuzu ifade ettik.
“GAZZE’DEKİ İNSANİ DURUMU DÜZELTMEK ZORUNDAYIZ”
Türkiye’nin de Ukrayna’yı desteklediğini biliyoruz biz de aynı şekilde bu desteği vermeye çalışıyoruz. Bu desteği askeri ve ekonomik açıdan sürdüreceğiz. Hamas bu vahşice saldırıyla İsrail’e 1200 kadını, erkeği ve çocuğu öldürdü. 6 ayı süredir 300’ü aşkın rehineyi hala tutuyor. Bize göre 7 Ekim saldırısı olmasaydı Ortadoğu’daki bu savaş olmazdı. Aynı zamanda ortak hedeflerimizi tekrar vurguladık. Gazze’deki insani durumu düzeltmek zorundayız. Savaşın bölgeye yayılmasını engellemeliyiz. Bu konuda da Türkiye’nin önemli bir görevi var.
Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte hepimizin bölgedeki ilişkilerimizi kullanmamız gerektiğini konuştuk. Özellikle rehinelerin serbest bırakılması için. Hemfikir olduğumuz bir konu Filistinliler için siyasi perspektif olmadan orta ve uzun vadede İsrail için güvenlik sağlanamaz. Bu siyasi perspektif iki devletli bir çözüm olabilir. Bu konuda adım atmalıyız. Bu zor dönemlerde Türk-Alman ilişkilerine yeniden ivme kazandırmalıyız. Çok yoğun detaylı görüşmelerimiz sonrasında size tekrar davetiniz için tüm gönlümle teşekkür etmek istiyorum. Konukseverliğiniz ve açık sözlülüğünüz için teşekkürler.”
Daha sonra tekrar söz alan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz. O iş bitti. Bunu da kısa zaman önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum; şu anda İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz. Yaralılar 75 bini buldu.
“TÜM BATI İSRAİL’İN YANINDA YER ALIYOR”
Bu yaralılar içerisinde durumu ağır olanların bir kısmını ülkemizde tedavileri devam ediyor. Tabii çocuk, kadın, yaşlı büyük bir burada maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Bu kadar Gazze-Filistin tamamiyle yerle yeksan olmuş, her taraf yıkılmış, böyle bir durumda. Kaldı ki, İsrail’le Gazze’nin silah, mühimmat, araç gereç bunlar zaten mukayese edilmez. Bunları görerek değerlendirmeyi yapmak lazım. Tüm Batı kimin yanında yer alıyor? İsrail’in yanında yer alıyor.
İsrail’in acımasız saldırıları karşısında Gazze’nin böyle bir imkanı var mı? Yok. İmkansızlıklar içerisinde şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz, bir mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz.”
Tekrar sözü alan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, şu ifadeleri kullandı:
“Bu iddianameden alıntı yaptınız. Bu bizim görüşümüz değil. Mahkeme nezdinde bu konuda Almanya’nın desteğinin bir soykırıma katkı olduğu izlenimine karşı biz de tabii ki girişimde bulunuyoruz. Bu fikri paylaşmıyoruz. Hukukçularımızla uluslararası mahkemede bu konumumuzu savunuyoruz.
Ben sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuyu konuştum. Bahsettiğiniz olay beni de en az sizin kadar üzüyor dedim. Solingen’deki saldırının yıldönümünde bir konuşma yaptım. Bu kadar etkili bir etkinlikten sonra aslında benzer bir olayın tekrarlanabileceğini düşünemezdik. Yeni bir saldırı oldu maalesef. Alman güvenlik güçleri ve yargısı bu olayı faillere hak ettikleri cezayı verecekler.”